Biz bu araştırmamızda kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde yer alan temsilleri çeşitli yönleriyle ele alıp, bu konuda bilgi vermeye çalışacağız



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə5/41
tarix02.11.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#27821
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   41

D- KUR’AN’DA MESEL ÇEŞİTLERİ


Kur’an’da ki meseller dil özellileri, yapıları açısından dört grupta ele alabiliriz:

1- Açıklık-Kapalılık Yönünden

a- Açık (Zahir, Sarih,Belirgin) Meseller


Kur’an’da ki mesellerin çoğu bu türdendir. Bu örnekler ilk bakışta temsili bir anlatım olduğu anlaşılır. Anlamak için özel bir belagat bilgisine ihtiyaç yoktur.

Zahir Mesele şu ayeti kerimeyi örnek verebiliriz:

أَنزَلَ مِن السَّمَاء مَاء فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَداً رَّابِياً وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَاء حِلْيَةٍ أَوْ مَتَاعٍ زَبَدٌ مِّثْلُهُ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّه الْحَقَّ وَالْبَاطِلَ فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاء وَأَمَّا مَا يَنفَعُ النَّاسَ فَيَمْكُثُ فِي لأَرْضِ كَذَلِكَ يَضْرِبُ اللّهُ الأَمْثَالَ

Gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çağlayıp aktı. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya meta sağlamak için ateşte üzerine yakıp-erittikleri şeylerde de bunun gibi bir köpük vardır. İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır gider, insanlara yarar sağlayacak şey ise, yeryüzünde kalır. İşte Allah örnekleri böyle vermektedir.”99

Bu ayet-i kerimede, Hak Teâlâ, hakkı ve hak sahiplerini gökten yağan ve yerde türlü menfaatler sağlayan sulara, batılı ve batıl olanları ise hak üstünde kısa bir müddet içinde yükselmiş olmakla beraber, çabuk kaybolan köpüklere teşbih etmektedir. Hakkın ve batılın birinci teşbihi budur. İkinci teşbih ise, hak, insanlara ziynet ve fayda temin eden muhtelif aletler ve kaplar imaline elverişli madenlere, batıl ise, erimiş madenlerin üstündeki kir ve köpüklere benzetilmektedir.100 Bu ayeti kerime ve benzerleri birer temsil ihtiva ettikleri kendi yapıları içinde açıkça anlaşılmaktadır.

b- Kapalı (Kâmin,Gizli, Remizli,îmalı)Meseller


Birtakım temsiller vardır ki bunların temsil olduğunu anlamak için üzerlerinde biraz düşünmek gerekir. Aksi halde bunların aslında birer temsil değil hakikat olduğu anlaşılır. Çünkü açık temsillerin sonunda Allah Teâla bu temsili niçin getirdiğine dair “İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir” ,“Kafirin durumu şudur: ...” “Müminin misal...i” vb. gibi bir takın açıklamalar getirmektedir fakat bu tür ayetlerde böyle açıklamalar olmaz. Misal verilir bırakılır. Bir benzetme ve açıklama yoktur. Bu tür ayetler daha çok âhiretle ilgili ayetlerde rastlanır.

Gizli Mesele şu ayeti kerimeyi örnek verebiliriz:

وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لاَ يَخْرُج إِلاَّ نَكِداً كَذَلِك نُصَرِّفُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ

Güzel şehrin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.” 101

Bu ayeti kerimede iyi ve kötü topraktan bahsedilmiştir ilk olarak bakan sanki tarımla alakalı bilgi verildiği hissine kapılabilir. Fakat durum böyle değildir. Bunu İbn Abbastan öğreniyoruz:: İbn Abbas’a göre bu ayette mümin ile kafir için bir mesel irad edilmiştir. İyi toprağın mahsulü iyi olduğu gibi, iyi müminin de ameli iyidir. Çorak toprağın mahsulü kıt ve kötü olduğu gibi, kafirin de ameli kötüdür.”102

2- Yapıları (Kullanılan Edebi Sanatlar ) yönünden Meseller


Kur’an-ı Kerimde edebi sanatların tümü kullanılmıştır zaten belagat dediğimiz ilim dalı Kuran’daki sanatları anlamak ve anlatmak üzere gelişen bir ilimdir. Diğer belâgat unsurları da kullanılmak olmakla beraber temsili anlatınla ilgili ayeti kerimelerde temsil özelliğini anlatması açısından üç tür sanat kullanılmıştır.

Ancak “Temsillerde Kullanılan Edebi Sanatlar” konusun da tanımlara yer verildiği için burada tekrardan tanımları yapılmayacaktır. Sadece isimleri ve örnekleri verilip geçilecektir.


a- Teşbîh-i Temsil Biçiminde olanlar:


Kur’an’da bulunan temsillerim büyük çoğunluğu yapı itibariyle bu sınıfa girer.

Misal: وَلَوْ شِئْنَالَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَـكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَمَثَلُه كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِن تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْه يَلْهَث ذَّلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا فَاقْصُص الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.”103

b- Teşbih-i Zımni biçiminde olanlar


Kur’an’da bulunan temsillerin çok az bir kısmı bu türdendir.

Misal: إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوبِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُواْ عَنْهَا لاَ تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاء وَلاَ يَدْخُلُونالْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذَلِكَ نَجْزِيالْمُجْرِمِينَ

Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!”104

c- İsti‘âre-i Temsiliyye (Mürekkep isti‘are) Biçiminde olanlar


Kur’an da temsillerle ilgili olarak teşbih-i temsilden sonra kullanılan en çok sanattır. Misal:

: وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمالْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَإِلَى الَّليْلِ

Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın.”105

3 - Elemanları(Madrup-Madrubun leh) Arasındaki ilişki Yönünden


Bir teşbihte temsil söz konusu olduğu zaman Müşebbehun bih “Madrup”, Müşebbeh de “Madrubun leh” adını alır.İşte biz temsilin elemanlarıyla bunu kastediyoruz.temsiller bunlar arasındaki ilişki ve benzerlik bulunup bulunmaması yönünden iki kısma ayrılır:

a- Madrup ve Madrûbun leh’in Elemanları ve Neticeleri Yönünden Benzerlik


Misal: وَضَرَبَ اللّهُ مَثَلاًقَرْيَةً كَانَتْ آمِنَةً مُّطْمَئِنَّةً يَأْتِيهَا رِزْقُهَا رَغَدا مِّن كُلِّ مَكَان ٍ فَكَفَرَتْ بِأَنْعُمِ اللّهِ فَأَذَاقَهَا اللّهُ لِبَاسَالْجُوعِ وَالْخَوْفِ بِمَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ

Allah, (ibret için) bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.”106 Ayet-i Kerimede Mekke şehri ve onun müşrik sakinleri;halkı emniyet ve rahatlık içinde yaşayan ama inkarcı olan bir şehre benzetilmiştir. Görüldüğü gibi meselde birbirine benzetilen her iki tarafta birer şehirdir. Sakinleri de kafirdir. Netice olarak Müşrik Mekke halkının da akıbeti (şirk koşmalarının sonucu olarak) o şehir halkının ki gibi olacaktır107 Bu ülkeden maksat Mekke’dir. Zira Mekkeliler Allah Resulü’nü yalanladılar ve nail oldukları bunca refaha karşı nankörlük ettiler de arkasından yedi yıl korkunç kıtlığa uğradılar.108


b- Madrup ve Madrûbun leh’in Sadece Neticeleri Yönünden Benzerlik


Misal::مَثَلُ مَا يُنفِقُونَ فِي هِـذِهِ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَثَلِ رِيحٍ فِيهَاصِرٌّ أَصَابَتْ حَرْثَ قَوْمٍ ظَلَمُواْ أَنفُسَهُمْ فَأَهْلَكَتْهُ وَمَاظَلَمَهُمُ اللّهُ وَلَـكِنْ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Onların, bu dünya hayatında yapmakta oldukları harcamaların durumu, kendilerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerini vurup da mahveden kavurucu bir rüzgârın durumu gibidir. Onlara Allah zulmetmedi; fakat onlar kendilerine zulmediyorlar.”109Kavurucu rüzgar, henüz yeşermekte olan ekini nasıl yakıp kavurursa, onların dünya hayatında sarf ettikleri mallar da kendilerine bir iyilik getirmek şöyle dursun, aksine, dünya ve ahiret hayatlarının mahvına sebep olur. Ayet-i Kerimedeki temsilde müşriklerin harcadıkları mal ve paralar ile ekin arasında bir benzerlik yoktur. Ama birinci kısmın neticesi(ki oda harcamaların fayda sağlamayacak olması) ile 2. kısmın neticesi (rüzgarın helak ettiği ekinin fayda sağlamayacağı) birbirine benzemektedir.110


4- Hal’e, Sıfata ve Kıssaya Delaletleri Açısından

a- Hal’den İsti’âre yapılan Temsiller


Bu tür temsillerde misali verilen kişinin veya kişilerin içinde bulundukları halleri ve durumları anlatılmaktadır.

Misal:مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ

Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ateş yakan kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler.”111 Ayet, münafıkların ilk anda İslam’ın nurundan aydınlanıp Müslüman olmalarını, karanlık gecede yanan meşaleye ve ondan faydalananlara; sonra hemen küfre dönmelerini de o meşalenin sönüvermesine ve oradakilerin karanlıkta kalmalarına benzetiyor.112

b- Sıfattan İstiâre Yapılan Temsiller


Bu örneklerde de verilen temsili ayetlerle kişilerin veya olayların bir sıfatından bahsedilmektedir.

Misal:يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْصَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ رِئَا النَّاسِوَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِتُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْداً لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَىشَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَالْكَافِرِينَ



“Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez”113

Bu ayetlerde hayır yapma teşvik edilmiş, ancak hayır yaparken kalp kırılmaması, fakirin küçümsenmemesi, eziyet edilmemesi ve yapılan iyiliğin başa kakılmaması, gösterişten kaçınılması emredilmiştir. Aksi halde yapılan hayırdan fayda ve sevap yerine karşılık olarak günah ve azap gelir.


c- Kıssadan İstiâre Yapılan Meseller


Bu tip ayetlerde ise bir kıssa anlatılıp o kıssadaki insanların hallerinden İstiâre yapılmakta ve meseller verilmektedir.

Misal: مَّثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُأُكُلُهَا دَآئِمٌ وِظِلُّهَا تِلْكَ عُقْبَى الَّذِينَ اتَّقَواْ وَّعُقْبَىالْكَافِرِينَ النَّارُ



Takvâ sahiplerine vâd olunan cennetin özelliği (şudur): Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu, (kötülüklerden) sakınanların (mutlu) sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.”114

Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin