Bir fetâ soyunmuş Eski Hamamda Tazedir haberim yaranı safa Hafikli bir siyehçerde şehlevend Pençei âfitab Dellâk Mustafâ
pe penceresi bulunan kemerlerle örtülmüşdür.
Hicrî 1147 (M. 1734) senesinde tanzim edilmiş bir hamam müstahdemleri sicil defterinde bu hamamda 9 dellâk, 4 hatır ve l külhancının çâlışdığı ve külhan odasında da «ham-mal» denilen 8 külhan beyinin barındığı kayıd-lıdır (B.: Arnavüd Dellâklar, cild 2, sayfa 1038; Külhan Beyleri); tescil edilmig müstahdemlerin isimleri: şunlardır: Sernöbet dellâk karasakallı ismail bin ibrahim Üsküdarlı, dellâk ihtiyar ibrahim bin Abdullah Üsküdarlı dellâk pîr ihtiyar Mehmed bin Ali Üsküdarlı, dellâk yekçeşim Ahmed bin Osman Edirneli, dellâk sarı bıyıklı Mehmed bin Ahmed Edirneli, dellâk kara bıyıklı Mehmed bin Ahmed Konyalı, dellâk çiçek bozuğu Hasan bin Abdullah Bozcaadalı, dellâk sabi (çocuk) Hüse-
Üsküdarda Eski Hamam, Câmekân
(Eesim: Kemal Zeren)
Kadi şimşâd ile şûhâne reftar Bıçkın meşrebiyle yağmacı tatar Dilhaste canlara taze can katar Açılub üşşâka perdei hafâ
Görmemiş kermâbe 'böyle bir hizber Alımlı çalımlı mürâhik dilber Gamzei fettanı veriyor haber Zencîri zülfünde Mecnûna şifâ
Pâyinde na'lîne reşk ider Hünkâr Bûsi pâyi ile ne lâzım inkâr Kalmaz âyînei dilde hiç jengâr Olur bir ma'kesi aşkı musaff â
Can ile baş ile o dellâki pak Hizmetinde şöyle çâbikü çâlâk Alkış tutsun ana zemînü eflâk Bu Eski Hamamda Dellâk Mustafâ Sıdk ile ittikçe hizmetin ifâ
Bu hamam hakkında 25 zafer 1277 (M. 1860) tarihli Cerîdei Havâdisde şöyle bir ilân vardır : «Üsküdarda vâki Eski Hamam ehven bahâ ile satılık olup Galatada Medrese Sokağında 4 numaralı mağazada mösye Kovara Cenyo (?) ya müracaat...».
Sabah Gazetesinde neşredilmiş manzum bir ilândan Eski Hamamın 1885-1886 da bir tamir gördüğü anlaşılıyor :
Üsküdar beldesinin âbı rûyi bu hamam Çanlasın bisâte âlâdan âlâ tamam Bâdettâmir küşâdın halka edilsin îlâm Buyurunuz efendim açıldı Eski Hamam
Üsküdarda Eski Hamam
CPlân: Ömer Tel)
Dilküşâ bina ile suyundaki şifâyı Mimarı üstâdâne elhak eylemiş te'lîf Geldi bir dellâki pak nakşeyledi tarihin «Eski Hamam bu sene tamir oldu pek lâtif» 1225 + 78 (Dellâki Pak) = 1303 (M. 1885 - 1886)
Yukarda kaydettiğimiz ziyaret tarihinde Eski Hamam aynı zamanda milk sahibi olan Divrikli Bay Hayri Akbülbül tarafından işletilmekte idi. Nâzik, terbiyeli, aydın bir gene olup bize âzami kolaylığı göstermişdir. Son derecede temiz bir hamam idi; 3 natır, 3 dellâk ve l külhancı çalışmakda idi.
ESKİ HARMANLAR SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Boğaziçinin Rumeli yakasında Istinye'nin sokaklarından; köyün gerisindeki vâdîde alanımsı bir açıklığın adı, Istinye deresine doğru uzanır (1934 B.Ş. R. Pafta 22); yerine gidilip §u satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (Temmuz 1968).
ESKi İMÂREÜ CAMİİ — Kilise Camii adı ile de anılır; Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor : «Yarhisar Camii kurbindediı1, Fâtih Sultan Mehmed tarafından kiliseden camie çevrilmişdir, masrafları Ayasofya vakfından görülür; Fâtif Sultan Mehmed büyük câ-miinin yanına sekiz medrese yaptırdığında, imaret yapılıncaya kadar bu mescit imaret olarak kullanıldığından imaret Camii deniimiş-dir. Minberi Şeyhülislâm Ishak Efendizâde Ah" med Efendi koymusdur ki Selanik kadısı iken vefat etmişdir».
Celâl Esad Arseven «Eski İstanbul» isimli eserinde bu camiin kilise adını «Pante Po-pet» olarak kaydediyor ve şunları yazıyor: «,XII. asırda Birinci Aleksi Komnen'in valdesi (Anna) tarafından bina edil-mişdir; evvelâ imaret, sonra camie tehvil edilmişdir».
Ekrem Hakkı Ayverdi «Fâtih Devri Mimarisi» isimli eserinde «Aşhaneler» bahsinde şu berrak satırları yazıyor: «Eski İmaret - Fâtih Câmiinin Haydar civarındaki Panto Popte Manastırı; fethi müteâkib med-
«eski istanbul»
fSTAHBÜL
ANSİKLOPEDİSİ
5289 —
«ESKİ İSTANBUL YAŞAYIŞI»
rese olarak kullanıldıktan sonra manastır kilisesi camie tahvil edilip camiin şimal ve şarkında bulunan 35 aded papas odasında da Fâtih Medreselerinin hicrî 875 (M. 1471) tarihinde ikmâlini müsteâkib (imaret olarak) tesis edildi. Şimdi yalnız cami (manastır kilisesi) duruyor, imaret kısmı (35 papas odası) tamamen yıkıimışdır» (1953).
Sabah Gazetesinde Eski imaret Camiinin kasım 1306 (M. 1890) da bir tamir gördüğü kayıdlıdır
Yerine gidilip şu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (1968).
«ESKİ İSTANBUL» — Celâl Esad Arse-venin ilmî şöhretinin başlangıcı olmuş eseri (B.: Arseven, Celâl Esad, cild 2, sayfa 1056); istanbul Ansiklopedisinin Bizansdan kalmış binalar için müracaat edilen kaynaklarından; önce Fransızca olarak yazılmış ve neşredilmiş, sonra Türkcesi yayınlanmışdır.
25X17,5 santim eb'admda 246 sayfadır; birinci hamur bir kâğıda basılmışdır; müze müdürü Halil Edhem Beyin bir takrizi, Fransız bizantoloğu Charles Diehl tarafından eserin Fransızcasına yazılmış mukaddimenin ter- • cümesi, ve yine eserin Fransızcası hakkında arkeolog Dr. Mortman'ın müellife yolladığı bir mektubun tercümesi bulunmaktadır.
Istanbuldaki Bizans eserlerinden bahseden Eskj istanbul'un metin fihristi şudur :
Tarihî Malûmat
Osmanlı fethine kadar şehrin tarihi; İkinci Sultan Mehmed ve fetih hazırlıkları; İstanbulun fethi.
Bizansın Topografyası
Dâireler; Sokaklar ve Meydanlar; Bizans civan; Adalar; Surlar ve Kuleler; Kara Surlarının kapula-rı; Haliç Surlarının kapuları; Marmara Surlarının kapuları.
Bizans Sanatı ve Binaları
-
Bizans Sanatı
-
Bizans Kiliseleri: Ayasofya, Ayairirü, Küçük-
ayasofya, Studiyon (İmrahor Camii), Kora (Kaa-
riye Camii), Vlaherna Kilisesi, Ayaandriya, Teoto-
kos (Vefa Kilise Camii), Ayateodosya (Gül Camii),
Pammakaristos (Fethiye Camii), şâir mâbedler.
-
Bizans Sarayları: Büyük Saray, Bukoleon
Sarayı, Manyora Sarayı, Vlaherna Sarayı, Konstan-
tin Porfiroyenit Sarayı (Tekfursarayı), Hipodrom,
oktodogon.
-
Bizans Hamamları.
-
Âbideler: Teodos Sütunu (Dikilitaş), Burma-
lı Sütun, Örme Sütun, Konstantin Sütunu (Çenber
litaş), Arkadison Sütunu, Marsiyan Sütunu (Kızta-
şı), Gotlar Sütunu, Jüstinyenin Heykeli.
-
Su Kemerleri ve Sarnıçlar
-
Bizans Evleri
Esere hangi bina ve âbidelerin hangi hükümdarlar zamanında yapıldığını bir kronoloji cedveli eklenmişdir.
Esere konulmuş olan resimler şunlardır :
Fotoğraflardan ve resimlerden ototipi tarzında yapılmış klişeler: Şehrin kurucusu Vizans'ın muhayyel portresi ve zamanında basılmış para; Ayasofyada ehlisalip (bir tablo röprodüksiyonu); İstanbulu alan ehlisalibin şehri yakması (bir tablo röprodüksiyonu); Mihael Paleolog VIII. muhayyel portresi; Anadolu Hisarı (gravür); Sultan Murad II (minyatür kopyası); Fâtih Sultan Mehmed (Bellinin yapdı-ğı portre); Rumeli Hisarı (gravür); Sultan Meh-med'in gemileri karadan yürütmesi (Zonaro'nun tablosu); Konstantin Dragazes'in muhayyel portresi; Romada Forum; Galata Kulesi (gravür); Yero Kalesinde kapu; Yero Kalesi; Büyük Ada; Kara Surları; Yedikule; Mermer kule; Kara Surları; Me- -landisya Kapusu; Galata Kulesi; Ayasof yanın kuş bakışı manazırî maktaı; Ayasof yanın içi; Ayasofya-dan bir köşe; Ayasof yada üst koridor (iki resim); Ayasof yada üst katda bir köşe; Ayasofyanın içi; Ayasof yada Tunçkapukanadı; Ayasof yada norteks taş kapu; Yedikulenin içi; Ayairini; Küçükayasofyada • sütun başlıkları; Kaariye; Kaariyenin içi; Kaariye-de bir dehliz; Kaariyede mozayik; Kaariyede moza-yik; Kaariyede kubbe mozayıkı; Kaariyede sütun başlığı; Kaariyenin içinden bir köşe; Marmara kıyısında Teodos Sarayı; Anemas Zindanı; Tekfur Sarayı; Tekfur Sarayı; Hipodrumda araba yarışları (bir tablo röprodüksiyonu); Dikilitaş; Dikilitaş kaa-idesi; Burma Sütun; Örme Sütun; Çenberlitaş; Bin-birdirek; Bozdoğan Kemeri; Tekfursarayımn içi; istanbul panoraması (iki resim).
Tire-tarzında yapılmış klişeler (resim, plân, harita); İstanbulun türkler tarafından muhasara plânı; eski mancınık resimleri; Eski muhasara kuleleri resimleri; Boğaziçi haritası; Osmanlı Kadırgası; Atlı Teodos heykeli ve kaaidesi; Adalar haritası; Surların makta resimleri ve plânları; Ayasof yada sütun başlığı; İmparator kaftanı; Ayasofya plânı; Ayasofyanın makta resimleri; Kaariye plânı; Kaariyede mozayıklarm yerlerini gösteren plân; Buendol-montenin İstanbul plânı; Vefa Kilise Camii; La-bart'ın Hipodrom ve Büyük Saray plânı; Tiyer'in Büyük Saray ve Hipodrom plânı; Bukoleon Sarayı; Milincenin Vlaherna Sarayı ve civarı plânı; Anemas Zindanı plânı; İstanbuldan Venediğe götürülmüş at heykeli; Çenberlitaş maktaı; Arkadiyos Sütunu; Jüstinyen Heykeli.
Celâl Esad Arseven değerli bir ressamdır, bilhassa tarihî manzara resimleri çizmede pek hünerlidir, bu eski eserinde kendisinin yap-dığı şu resimler vardır :
Vefa Kilise Camii; Hipodrom, Büyük Saray ve Ayasofyanın manzarai manazırîsi; X. yüzyılda Çenberlitaş ve Divan Yolu; Fenerde iki bizans evi.
«ESKİ İSTANBUL» — İstanbulda Kanaat Kitabevinin «Ansiklopedik Neşriyat Serisbn-de Ahmed Refik Beyin bir kitabı B. : Altınay, Ahmed Refik, cild 2, sayfa 732; ünlü profesörün halk için kaleme alınmış eserlerindendir ; 1552 -1839 arası îstanbulunu anlatan eser şu bahisleri ihtiva etmektedir: Yeni Saray (Topkapı Sarayı); Şehir Hayatı, Mesireler, Kahveler, Meyhaneler; îstanbulda Asayiş Meselesi; Meskukât ve Belediye işçileri; Su, ekmek, et, odun, kömür, Sanayi, Ticâret, Gümrükler; Gayri Müslimler ve Ecnebiler. 17X22,5 eb'admda 136 sayfa olan eser 59 gravür ve 2 fotoğraf ile tezyin edilmişdir; gravürler arasında istanbul ile ilgisi olmayanlar da vardır: Edirnede Eski Saray, Bâbi Hümâyun, Yeni Sarayda incili Köşk, Yeni Sarayda Topkapu Kasrı, Rumeli Hisarı, Anadolu Hisarı, Beşiktaş Sarayı, Büyükdere Mesiresi, Küçüksu, Me^ sîreye Gidiş, Bir Kahvehane, Üsküdar Bağçe-sinin Sahili, Bebek Mesiresi, Tophane Sahili, Kuleli Bağçesi, Alay köşkü ve Babıâli, istanbul Limanı, Ş-ehzâdebaşı, Heybeli Ada, Üsküdar iskelesi, Cebeciler Köşkü, Sultanahmed Camii ve Atmeydanı, istanbul Surları, Arzuhalci, Bebek Kasrı, Yahudi Kadını, Süleymâ-niye Camii, Eyyubda Esma Sultan Sarayı, Bo-ğaziçinde bir yalı, Tophane Camii, Eyyubda Bayram Alayı, Beşiktaş Sarayı, Çifte Havuzlar, Beyoğlunda bir çeşme, Süleymâniyenm denizden görünüşü (iç liman ve köprü), Suya-batan (Yerebatan) Sarayı, Nuru Osmaniye Camii Avlusu, Yedikule, Hünkâr iskelesi, Edirnede Han, Üsküdarda Selimiye Camii, Güzel İzmir, Kervansaray, Yalı Köşkü, Tophane Çeşmesi, Sarayda Kadın Kıyafeti (?), Yeni Çarşı (?), Üçüncü Ahmed Çeşmesi, Avret Pazarı (?), Kubbe altında ecnebi elçisi, Elçinin pâdişâh tarafından kabulü, Rum Kadım, Ermeni Kadını, Bir rum kilisesi, Kız Kulesi, Elçinin sadırâzam tarafından kabulü, Topkapu Sarayı; fotoğraflar Ayasofyadaki Üçüncü Sultan
Ahmed Çeşmesinin bir cebhesi ile bir çini pano üzerinedir. Eser 1931 de yayınlanmışdır.
Burhâneddin OLKER
«ESKi İSTANBUL YAŞAYIŞI» — Müsâhibzâde Celâl'in (B. : Müsâhibzâde, Celâl) son eseridir; 1946 yılında İstanbulun Türkler tarafından fethinin 500, yıl dönümü münâsebeti ile Türkiye Yayınevi tarafından neşredilmiş-dir, yayın evinin sahibi Tahsin Demiray (B. : Demiray, Tahsin, cild 8, sayfa 4377) eserin takdim yazısında şunları söylüyor : «Tiyatromuza bir çok eser kazandırmış olan sanatkâr Müsâhibzâde Celâl, eski İstanbula, İstanbul fethine ve İstanbulun âdetlerine dâir yazmış ve derlemiş olduğu bir eseri getirdi, kendisinden bu esere Eski İstanbul Yaşayışı adının delâlet edeceği mânâya uygun bir şekil vermesini rica ettik, üstad bu ricamızı kabul etti. Yetmiş küsur yıllık araştırıcı bir zekânın mahsulleri o yolda tertiplendi..».
Eser ö tarihlerde Türkiye Yayınevinde çalışan değerli büyük ressam Ercümend Kal-mık'ın 118 parça tire-çizgi resmi ile resimlen-dirilmişdir (B. : Kalmık, Ercümend); Tahsin Demiray bu resimler için de şunları yazıyor : «Kıymetli san'atkâr Ercümend Kalmık bütün bu resimleri müzelerden, hususî koleksiyon sâ-hiblerinden (Hasan Tahsin Parsadan, Salâh Cimoz), eski eser alım satımı ile meşgul ticarethanelerden tam bir yıllık sıkı bir tâkib neticesinde elde edebilmişdir..».
14,5 21,5 eb'admda bir kâğıda basılmış 184 sayfalık eser sekiz bölüme ayrılmışdır, fihristi aynen alıyoruz :
1. Aile.
Evlenme, görücü, nikâh cemiyeti, yüz yazısı, düğün, doğum, lohusa yatağı, çocuklar için kullanılan ilâçlar, kırk hamamı, lohusaya getirilen hediyeler, ninni, nazar takımı, çocuğun diş çıkarması ve yürümesi, yürümesi, çocuğun konuşması ve sakatlıkları.
2. Mekteb.
Mektebe başlama, okunan ilâhiler, cami dersleri, mekteb seyircileri ve kapama, yağmur duası, sünnet düğünleri.
3. Esnaf.
Lonca teşkilâtı, esnaf teferrücleri, çırak çıkar-
«ESKİ İSTANBUL YAŞAYIŞI»
5290 —
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
5291
ESKİ MAHKEME SOKAĞI
basmahane, cinciler, Üsküdar çatmahânesi, okçuluk.
5. İçtimaî Hayat.
H\dırellez günü, helva sohbetleri, iftar âlemleri, ramazan geceleri, ramazan eğlenceleri, şeker bayramı, bayram yerleri, salıncaklar, dönme dolaplar, atlı karınca, çekçek arabası, muharrem, nevrûziye, arifane ziyaret, esnaf düğünleri, semaî kahveleri, oyunlar, sürre alayı, ahkâmlar, cenaze selâsı, hacı tehniyesi, zevrak ve ferâşiyet, eski ilâçlar.
ma ve peştemal kuşatma, ahi teşkilâtı, Özbekler tekkesi, oyuncu loncaları kahvesi, avarız sandıkları.
4. San'atlar ve Meslekler.
Meşhur hattatlar, kâğıt, ebru, tezhib ve minyatür, çinicilik, ortaoyunu sanatkârları, kalemtıraş-cılar, karagöz, hayal perdesi, hayal tasvirleri, meddahlar, cambazlar, hokkabazlar, pandomimacılar, palyaço, ilk tiyatro, balıkçılık, kuşçuluk ve avcılık, pâdişâhların av merakı, Mehter-Türk bandosu, eyyamı âdiye gülbangi, cenk gülbangi, tepme keçeciler,
Soida Mr kızın ev kıyafeti, eteği dantelli dörtpeşli entari; sağda, Avrupa tarzına girmeden son eski gelin kıyafeti. (Müsâhibzâde'nin eserinde E. Kalmık'ın resimlerinden.)
l
6. Kıyafet. Giyim kuşam, ferace ve yaşmak, fes.
7. Çarşılar, Hanlar.
Sahhaflar, Simkeşhâne, Örücüler, İğneciler, Sandal Bedesteni, Kalpakçılar, Kürkçüler, Kaytancılar ve Düğmeciler, Fermeneciler, Zenneciler, İç Bedesten, Mengeneciler, Mercan Terlikleri, Kuyumcular, Mahfazâcılar, Sorguçcular, Yazmacılar, Misk Yağcılar, Okcularbaşı, Marpuçcular, Ketencilerkapu-su, Kılıççılar, Dökmeciler, Kantarcılar, Uzunçarşı, Tesbihciler, İmâmeciler,. Takatukacılar, Tarakçılar, Kaşıkçılar, Kuru Yemişçiler, Meyvahoş, Nalburlar, Urgancılar, Çömlekçiler, Simitçi Çörekçi Börekçi, ve Boğaçacılar, Gözlemeciler, Paçacılar, Taşçılar, Pul Şişeciler, Eyyub Oyuncakçıları, Mumhâne, Kürekci-ler, Makaracılar, Yelkenciler, Lüleciler, Hanlar, Bekâr Odaları
8. Boğaziçi Sahilleri.
Boğaziçi, Rumeli sahili, Anadolu sahili, Küçüksu ve Göksu, Çengelköy, Siyavus Paşa Köşkü, Yalı Köşkü, İstanbulun meşhur suları, Boğaziçi hayatı, Pa-zarkayıkları.
Bu fihrist küçük boyda 184 sayfaya sığmayacak kadar genişdir, bundan da Müsâhib-zâdenin bu kıymetli eserinde çok noksanlar bulunacağı aşikârdır, fakat unutmamalıdır ki himmet sahibi üstad bu eseri hazırladığı zaman yaşı yetmişini aşmış bulunuyordu, noksanlar da, ve bazı büyük hatâlar" da elbet ki hoş karşılanmalıdır. Bizim bu kaydimiz de büyük yazara vesîlei rahmet olsun. Eseri tezyin eden ve Ercümend Kalmık'ın usta elinden çıkmış olan resimler hem güzel, hem de bir vesika olarak faydalanılacak değerdedir.
ESKİ KASABLAK SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Fâtih Kazasının Fener Nahiyesinin Balat Kabataş Mahallesi sokaklarından; Ferruhkâhya sokağı ile Mah-kemealtı caddesi arasında uzanır (1934 B.Ş.R. Pafta 8/112); yerine gidilip şu satırların ya-zıldığj sıradaki durumu tesbit edilemedi (Temmuz 1968).
ESKİ KAVAFLAR SOKAĞI — Eyyubun Eyyubsultan Mahallesi sokaklarından; Kalen-derhâne Caddesi ile Camîikebir Caddesi arasında bir aralık sokakdır. (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 9/117). 1953 -1954 arasında istimlâk edilerek meydana katılmışdır. (Ey-
lül 1967). Eyyublularm anlattığına göre bu sokakda l berber, l şekerci, l kebabcı ve l kahvehane varmış; Kalenderhâne Caddesi ile olan kavuşağı başında da bir çeşme bulunuyormuş (Eylül 1967).
Hakkı GÖKTÜRK
ESKİ KERESTECİLER. SOKAĞI — Üs-küdarın Carşıboyu semti yollarından; Doğancılar Caddesi ile Balaban Caddesi arasındadır (1934 Belediye Şehir Rehberi, Pafta 27); Doğancılar Caddesi tarafından gelindiğine göre bir araba geçecek genişlikde asfalt döşeli kısa bir yoldur; 2 kereste mağazası, l mozayik îmâ-lâthânesi, l dokuma atölyesi, l gazete bayii ve 3 kapalı dükkân vardır; Balaban Caddesi kavuşağmda köşesinde l kahvehane ile l inşaat malzemesi ve taahhüd işleri yazıhanesi bulunmaktadır; kapu numaraları 1-17 ve 2 -10 dur (Ağustos 1967).
Hakkı GÖKTÜRK
ESKlKOLLUK SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Samatyanın Hacıhü-seyinağa Mahallesi yollarından; Büyükkuleli ve Şarap sokakları ile Samatya caddesi arasında uzanır (1934 B.Ş.R. Pafta 11/59). Bir araba geçecek genişlikde. paket taşı döşelidir, ikişer katlı ahşab ve kagir binalar arasından geçer, kapu numaraları l - 25 ve 2 - 22 dir; Samatya Caddesi kavuşacağı başında l ekmek fırını vardır; l terzi, l kese kâğıda, l sobacı, l kunduracı dükkânı vardır (aralık 1966)
Hakkı GÖKTÜRK
ESKİNONAK SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Beşiktaş Yıldız Mahallesi, yollarından; Sinanpaşa Mescidi Sokağı arasında uzanır; Hasırcıveli Sokağı ve Döngel Sokağı ile kavuşakları vardır (1934 B.Ş.R. Pafta 20/177). Sinanpaşa Mescidi Sokağı tarafından gelindiğine göre bir araba geçecek genişlikde bir sokakdır; bozukça kabataş dö-gelidir; 2-3 katlı ahşab ve kagir binalar arasından geçer, Döngel Sokağı ile olan kavuşağmda dik bir yokuş. Kapu numaraları l - 61 ve 2-54 dür (Temmuz 1966).
Hakkı GÖKTÜRK
ESKlMAHKEME SOKAĞI — Üsküdarda
B'-v^v-—.
ESKtHUTAFLAB SOKAĞI
5292
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
— 5293 —
ESKİ ODALAR
Çarşıboyu yollarından; Gültenhatun Sokağı ile Hâkimiyeti Millîye Caddesi arasında uzanır, Mahkeme Sokağı ile kavuşağı vardır. (1934 Belediye Şehir Rehberi, Pafta 27 Imrahor); bir araba geçecek genişlikde paket taşı döşeli bir yoldur. Taş merdivenle çıkılır eski taş bir binanın eski Üsküdar Mahkemei Şer'iyesi olduğu söylenir, bu satırların yazıldığı sırada bu binada bir marangoz atölyesi bulunuyordu. l terzi, l berber, l doğramacı, l demir işleri -mobilyacı vardır. Üsküdar Eser Spor Kulübünün lokali de bu sokaktadır (Ağustos 1967).
Hakkı GÖKTÜRK
ESKİ MUTAFLAR SOKAĞI — Fâtih Kazası, Merkez Nahiyesinin Sinanağa, Kirmasti ve Hüsambey mahalleleri arasında sınır yoludur; Bozdoğan Sukemerinin kuzey-batı bağından Arif zade Sokağına doğru uzanır; Refah, îmanı Niyazi ve Kırbacı sokakları ile dört yol ağzı yaparak kesişir; Suluhan Sokağı, Serdar Sokağı, Fâtih Türbesi Sokağı, Tezgâhcı-lar Sokağı, Turşucu Halil Sokağı ile kavuşak-ları vardır (1934 Belediye Ş. R. Pafta 6/65, 94,95).
Bozdoğan Kemeri tarafından gelindiğine göre üç araba geçebilecek genişlikde, ikikena-rı yaya kaldırımlı, paket taşı döşeli, az meyilli bir yol olup, bir kaçı ahşab, çoğu beton büyüklü küçüklü ve altlarında dükkânlar bulunan ev ve apartımanlar arasından geçer, bir çarşı boyudur: 2 esbab temizleme evi, 3 terzi l saraç, l galeta fırını, l mobilya atölyesi, 3 bakkal, 2 berber, 2 kahvehane, l tuhafiyeci, l garaj, l mücellid, l kasab, 2 kunduracı, 2 oto elektrik tamirhanesi, l pasta - tatlı imalâthanesi, l aşçı, l köfteci, l kömürcü vardır; kapu numaraları 1-47 ve 2-46 dır. 1934 Belediye Şehir Rehberinde adı sokak, aslında işlek bir caddedir (Nisan 1967).
Hakkı GÖKTÜRK
ESKİNİSANCI CAMii — Halk ağzında Tevkiîcâfer Camii diye de anılır. Sultan Selim civarındadır; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Tevkiîcâfer Mahallesinde Mesnevî-hâne Sokağı ile îsmâilağa Caddesi kavuşağın-dadır (1934 B.Ş.R. Pafta 8 de 103).
Bu satırların yazıldığı 1947 Ağustosunda dört duvardan ibaret kalmış bir harabe idi. Bu
cami hakkında Hadikatül Cevâmideki malûmat şudur :
«Banisi Nişancı Cafer Celebidir ki, Anadolu Kadıaskeri iken katlolunmuştur. Şehade-tine tarih budur :
Vah gitti bu cihandan Cafer 920 (M. 1514)
«Mescidde medfundur. Minberini Beyani Ahmed Efendi vazeylemiştir ki Üsküdardan mâzulen 1075 (M. 1664 -1665) tarihinde vefat edip Edirnekapısı haricinde medfundur. Banisinin biraderi Mehmed Sait Efendi camiin yakınındaki mektebinde medfundur, 922 (M. 1516). Camii mezkûrun mahallesi vardır.»
Yukarıda tesbit edilen ziyaret tarihinde görülen manzara şu idi :
Cebhede duvarının sağında bulunan ve kesme taştan yapılmış olan minaresi, kaidesi üstüne kadar yıkılmıştır. Cami, üç sıra tuğla bir sıra kesme taştan yapılmıştır. Mermer sil-meli kapısının üstündeki kitabesi şudur : (Ortada Abdülmecidin tuğrası)
Hazreti Abdülmecid Hânı adalet küsterin Fahrider ukbâde eşlâfüe ceddi emcedi
Dâim âbâd etmede dünyayı sa'yi ciddiye işte ma'mur etti ezcümle bu viran ma'bedi
Vakfı yok bir hayreder yok mahşere kalmıştı iş Yapmasa sahi cihan kimdir yapan bu mescidi
Nasrî dâimle müeyyed eyle ya Rab dâima Hem dahi hoşnud kıl ruhi şerifi Ahmedi
Geldi kutub üçlerle târihin Murada dediler «Lütfla Abdülmecid Han yaptı a'lâ mescidi»
1358 (M. 1842)
Bu kitabe gösterir ki, Eski Nişancı camii Abdülmecid zamanında tecdiden tamir edilmiştir; camiin bu hali harabiye düşmesi son yirmi yıllık bir maziye dayanır; yanında bulunan medrese de yer ile bir yıkılmış, hiç bir iz kalmamıştır, îsmâil ağa caddesi üzerinde klâsik üslûbda kitâbesiz ve susuz bir çeşmesi vardır. Camiin mihraba nazaran sağ duvarı yanında bulunan mezarlığı da pek perişan bir halde idi. Büyük bir çitlenbik altında banisine atfedilen kabir, kitâbesiz iki büyük köfeki taşından ibaret idi. Harab camiin içine gecekondu evleri ile yerleşen iki aile, burasını, erazii
makulesinin fuhuş yatağı olmaktan kurtarmış bulunuyordu. Medrese arsası da gecekondular ile donanmıştı.
ESKİ ODALAR — Fetihden hemen sonra yapılmış îstanbuldaki ilk yeniçeri kışlasının adı; zamanımızda Şehzâdebaşı denilen semtde Şehzade Camii ile camiin karşısındaki dükkân ve binaların yerinde idi. Önceleri, yapıldığı ta-rihden Kanunî Sultan Süleyman devrine kadar «Yeniçeri Odaları» veya sâdece «Odalar» ismi ile anılmış, Kanunî zamanında Aksarayda yeni ve büyük bir yeniçeri kışlası yapılınca eskisine Eski Odalar, yeni kışlaya da Yeni Odalar adı verilmişdi. Aşağıdaki satırları R. E. Ko-çu'nun «Yeniçeriler» ismindeki eserinden alıyoruz :
«istanbul fethedilinceye kadar Anadoluda taht şehri olan Bursada, ve Rumelinde büyük bir ordu merkezi olan Edirnede Yeniçeriler için yapılmış kışlalardan zamanımıza hiç bir iz kalmamıştır.
«Bursa kışlası tstanbulun fethi ile ehemmiyetini kaybetmiş, Anadolu ve Rumelindeki kalelerde olduğu gibi, Hisar içinde bırakılan bir miktar muhafız yeniçerilere bir kaç oda-koğuş yapılmış olacaktır. Fakat Edirne kışlası, Rumeli seferleri münasebeti ile ehemmiyetini dâima muhafaza etmiştir.
«îstanbuldan sefere çıkan Türk ordusunun istanbul - Edirne arasındaki yürüyüşü ge-çid resmî gibi bir şeydi, hakikî sefer yürüyüşü Edirneden yola çıkarken başlardı; eyâlet askerleri orduya Edirneden itibaren muayyen konaklarda iltihak ederdi, ve ordu sınıra doğru bir çığ gibi büyüye büyüye ilerlerdi.
Onyedinci ve onsekizinci asırlarda Dördüncü Sultan Mehmed, Üçüncü Sultan Süleyman, ikinci Sultan Ahmed ve İkinci Sultan Mustafa devamlı suretde Edirnede Oturmuşlardı; bu bakımdan Edirnenin büyük yapılarından biri de Yeniçeri Kışlasının olacağı aşikârdır; hiç tereddüd etmeden Edirne kışlasının, Istanbulda olduğu gibi Vakayi Hayriyede yıktırılmış olduğunu söyleyebiliriz.
«Yeniçerilerin îstanbuldaki ilk kışlası fethin hemen tezine, bugün Şehzâdebaşı dediğimiz yerde kârgir binalardan mürekkeb olarak
yaptırılmışdı, kışlanın adı önceleri «Yeniçeri Odaları» veya sâdece «Odalar» idi. ikinci Sultan Bayazıd zamanında tarihimize «Küçük Kıyamet» diye geçmiş olan müthiş zelzelede İ'stanbulun binlerce yapısı arasında Yeniçeri Odaları da yıkılmış, bu faciadan sonradır ki büyük şehir bir ahşab belde hâlinde ihya edilirken Yeniçeri Odaları da ahşab olarak yapıl-mışdı.
«Kanunî Sultan Süleyman en sevgili oğlu Şehzade Mehmed'in beklenmedik ölümü karşısında büyük acısının tesellisini, ayrıca güzelliği ile de meşhur olan bu prensin adına bir cami yaptırmada aramış, şehrin göbeği olan yerde Yeniçeri Odalarının büyük bir kısmım yıkürtmış, yerine Mimar Sinana Ş-ehzâde Camii dediğimiz san'at şaheserlerini koydurmuştu; yeniçerilere de Aksarayda ahşab veya yarı ahşab yeni ve büyük bir kışla yapılmıştı. Ondan sonradır ki eski kışlanın Şehzade Camii karşısında hâtıra olarak muhafaza edilen kısmına «Eski Odalar», Aksaraydaki yeni kışlaya da «Yeni Odalar» adı verilmişti. B. : Ağa kapusu, cild l, sayfa 245; Yeniçeriler; Yeni Odalar)
«Eski Odaların da, Yeni Odaların da plânlarım dış ve iç manzaralarını bilmiyoruz. Yıllar boyunca devlet arşivinde çalışmış ve millî kütüphanemize «Kapukulu Ocakları» adındaki büyük eserini koymuş hediye etmiş Ord. Prof. ismail Hakkı Uzunçarşılı da bu kışlaları berrak bir şekilde tarif edemiyor.
«Biz bu kışlaları en çok iki katlı büyük, kervansarayları andıran yapılar tahayyül ediyoruz.
«Uzunçarşılı bir yeniçeri kanunnâmesine dayanarak Şehzâdebaşındaki Eskiodaların 47 ocaklı oda (koğuş) 55 kerevet, 21 çardak, l tekke, ve 26 ahırdan, Aksaraydaki Yenioda-ların da 368 ocaklı oda, 130 çardak, 69 ocaklı kerevet, 90 talimhane, 20 köşk, 4 tekke - mes-cid ve 158 ahırdan raürekkeb olduklarını yazıyor. Bu rakamlara göre Aksaraydaki Yenio-d alarm Eski Odalara nisbetle çok büyük bir kışla olduğu meydandadır.
«Burada şayanı dikkat olan kışlalarda hamamdan bahsedilmemesidir. Uzunçarşılı bu
Dostları ilə paylaş: |