8-Doğa olaylarının oluşunu bildirirler. Mart yağar nisan övünür, nisan yağar insan övünür. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. 9-Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler. Çirkefe taş atma üstüne sıçrar. Bugünün işini yarına bırakma. 10-Bir veya iki cümleden meydana gelirler. Akacak kan damarda durmaz. Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. 11-Bir çoğunda mecaz vardır. Mum dibine ışık vermez. Keskin sirke kabına zarar verir. 12-Atasözlerinde söz sanatları vardır. Eti sevdiren suyu, insanı sevdiren huyu. (et-su) Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma her geleni senden bileyim. 13-Kelimelerin yerleri değiştirilemez.Değiştirildiği zaman değişik anlamlar ortaya çıkabilir. Baş ağır gerek, kulak sağır. Vakit nakittir. 14-Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul edilir. Dost ile ye iç, alışveriş etme. Aç ayı olnamaz. 15.Kalıplaşmış sözlerdir. Derdini saklayan derman bulamaz. Atasözleri ve özdeyişlerin açıklanması Bir atasözü ya da özdeyişi daha anlaşılır bir duruma getirmek için yapılan genişletmeye “açıklama” diyoruz.Atasözü ya da özdeyiş açıklarken şu ilkeler göz önünde tutulmalıdır: 1. Atasözü ya da özdeyişin sözlük anlamından yararlanarak mecaz anlamını bulmaya çalışmak 2. Atasözü ya da özdeyişin ana düşüncesini bulmak 3. Atasözü ve özdeyişleri açıklayan kitapları okumak 4. Atasözü ya da özdeyişte ifade edilen konuyla ilgili diğer bilgileri toplamak 5.Toplanan bilgileri sıraya koymak, planlamak 6. Planlanan bilgileri kullanırken anlatım türlerinden yeri geldikçe faydalanmak 7. Plandaki maddeleri genişleterek paragraflarla açıklamak 8. Yapılan çalışmaya uygun bir başlık koymak Atasözü açıklama örneği Konu: “Bugünün işini yarına bırakma” atasözünü açıklayın. Bu atasözü; a) Mecaz anlamlı değil, gerçek anlamlıdır; söyleyeceğini, doğrudan doğruya söylemektedir. b) ”Bugün yapılması gereken bir işi, ertesi güne bırakmak sakıncalıdır.” Öğüdünü ana fikir olarak taşımaktadır. c) Açıklanabilmesi için türlü kaynaklardan (yaşantımızdan, okuduklarımızdan, gözlemlerimizden…) aşağıdaki ayrıntıların ve benzerlerinin sağlanması gerekmektedir: Her iş günü gününe yapılmalıdır. İnsan çalışmak, türlü işler yapmak zorundadır. İşlerini günü gününe yapanlar; sorumlu, çalışkan ve başarılı kişilerdir. İşler günü gününe yapılmazsa üst üste yığılır, giderek altından kalkılmaz olur. Kimi işler zamanında yapılmazsa önemini yitirir.Her iş günü gününe yapılmalıdır. İnsan çalışmak, türlü işler yapmak zorundadır. İşlerini günü gününe yapanlar; sorumlu, çalışkan ve başarılı kişilerdir. İşler günü gününe yapılmazsa üst üste yığılır, giderek altından kalkılmaz olur. Kimi işler zamanında yapılmazsa önemini yitirir. ”c” maddesindeki ayrıntıların düzene sokulması, planlaştırılması gerekmektedir. Giriş: İnsan çalışmak, türlü işler yapmak zorundadır. Gelişme: Her iş günü gününe yapılmalıdır. Yarın daha önemli bir iş çıkabilir; bugünkü iş yine kalabilir.İşler günü gününe yapılmazsa üst üste yığılır, giderek altından kalkılmaz olur. Kimi işler zamanında yapılmazsa önemini yitirir. Sonuç: İşleri günü gününe yapanlar sorumlu, çalışkan ve başarılı kimselerdir. “d” maddesindeki planın paragraflar biçiminde genişletilmesi yani açıklanması gerekmektedir. İŞ VE ZAMAN İnsan, yaşamak için çalışmak, belli bir iş tutmak zorundadır.Bu nedenle, yaşamayı çalışmadan ayrı düşünmemeliyiz.İnsanları bakkal, kasap, terzi, memur, tüccar… olarak çalışmaya iten başlıca etmen yaşamak zorunluluğudur. Kuşkusuz her insanın belli bir işi, uğraşısı (mesleği) yanında, yapması gereken başka işler de vardır.Önemli olan kişinin hem uğraşısıyla ilgili işlerini hem de diğer işlerini zamanında yapmasıdır.Sözgelimi bir doktor hastalarıyla uğraşmasının yanı sıra bir mektubu zamanında cevaplayabilmeli, günlük gazetelerini zamanında okuyabilmeli, çocuğunun okul ihtiyaçlarını zamanında giderebilmelidir.Böyle davranmazsa, belki yarın daha önemli bir işle uğraşacak, bugünkü işlerini yapmaya zaman bulamayacaktır.Yani mektubu cevaplayamayacak, gazetelerini okuyamayacak, çocuğunun okul ihtiyaçlarını gideremeyecektir. İşleri günü gününe yapmamak, işlerin üst üste birikmesine, giderek altından kalkılmaz duruma gelmesine de yol açar.Örneğin, derslerine günü gününe çalışmayan, ödevlerini günü gününe yapmayan bir öğrenci, konular ilerledikçe, ödevler biriktikçe artık bunların altından kalkamayacaktır. Giderek de umutsuzluğa kapılıp başarısızlığa itilecektir. Ayrıca kimi işler zamanında yapılmazsa önemini yitiriverir.Bir tanıdığın nişan törenine, tören dağıldıktan sonra gidemezsiniz.Yine bir arkadaşınızın yılbaşını, yılbaşı geçtikten birkaç ay sonra kart yazarak kutlayamazsınız.Çünkü, bu ve benzeri işler/görevler mutlaka zamanında yapılmalıdır; aksi halde hiçbir anlam taşımazlar. Kısacası, insan her türlü işini zamanında yapmalıdır.İşler günü gününe yapılırsa insanın günlük hayatı düzenli ve başarılı olur.”Bugünün işini yarına bırakmamak” için, sorumluluk taşımak ve çalışkan olmak gerekir.Zaten çevremize bir göz atarsak başarılı kişilerin sorumlu ve çalışkan kişiler olduklarını görürüz.
8.ÖZDEYİŞLER (VECİZE)
Geniş anlamlı, söyleyeni belli olan özlü sözlere de “özdeyiş” denir.Özdeyişlerin atasözlerinden ayrı yanı, kişisel ürün olmalarıdır.Özdeyişler söyleyeninin belli olması ve söyleyiş biçimi yönünden atasözlerinden ayrılırlar.Atasözlerinde söz sanatlarından, söyleyiş biçimlerinden, söz kalıplarından bol bol faydalanılmasına karşılık, özdeyişlerde bu tür söz sanatlarına pek rastlanmaz.
Her güzel ve doğru, söyleyeni belli olan söz özdeyiş sayılabilir mi? Bir sözün özdeyiş sayılabilmesi için:
1) Belli ve seçkin bir söyleyiş güzelli taşıması
2) Akılda kolay kalabilecek kadar kısa ve anlam yönünden yoğun, özlü olması
3) Bir yargı niteliği taşıması
4) Kişiye görelik özelliğini yitirip genelleşebilmesi
5) Kuru kuru öğüt veren sözlerden olmaması
6) Gerçeği, doğruyu vurgulaması
gibi özellikler taşıması gerekmektedir.Ancak bu özelliklere uygun, söyleyeni belli olan özlü sözlere “özdeyiş” denebilir.
Kabukta dolaşan böcek, meyvenin tadını alamaz. ŞAHSUVAR
Öyle horozlar vardır ki öttükleri için sabahın olduğunu sanırlar G. DUMANT
Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılır mı?
LUKİANOS
Canı , can vererek satın almamışsın ki değerini bilesin.
NİZAMİ
Dedikodu,basit ruhlu insanların eğlencesidir.
JORNEİLLE
Doğru düşündüğüne inanan yanlış fikirlerle savaşmak zorunda kalır. MEHMET KAPLAN
Görüldüğü gibi, sözler kısadır, özlüdür, derin anlamlıdır, akılda kolay kalabilecek biçimdedir.Üstelik söyleyeni de bellidir.Buna göre, güzel sözlerle özdeyişleri karıştırmamak gerekir. Güzel sözler, anlam yönünden güzeldirler, ama kısa olmayabilirler; özdeyişler ise kısa ve özlüdürler.
Özdeyişler kıvrak zekalı, görmesini bilen, ünlü, saygınlık kazanmış, özgün kişilerin konuşmalarında, yazılarında yer alan; yoğun, doğru, güzel, etkili, kendine özgü söyleyiş güzelliği olan sözlerdir. Yine özdeyişler böyle kişilerin kendi yaşam deneyimlerinden çıkardıkları sonuçlardır, yargılardır; genel beğeni görmüş, benimsenmiş sözlerdir.
Özdeyişlerin atasözlerinden ayrıldıkları bir önemli nokta da şudur: Atasözlerinin kaynağı halk olduğundan, okumuş-okumamış herkes tarafından bilinmesi, kullanılması, benimsenmesi, daha yaygın olması yanında; özdeyişlerin daha çok “yazı düzeyinde” kalması, aydınlar, okumuşlar tarafından bilinmesi, kullanılması durumudur.Buna göre diyebiliriz ki özdeyişler, atasözleri gibi daha geniş halk yığınları arasında kullanılmakla sınırlı kalmıştır.
Kimi özdeyişler aynı zamanda birer slogandır:
Yurtta sulh, cihanda sulh. (Atatürk)
Kimi özdeyişler ise birer genel kuraldır:
Bilgi tek başına bir güçtür. FRANCİS BACON Düşünüyorum, öyleyse varım. DESCARTES Bütün bildiğim, bir şey bilmediğimdir. SOCRATES
Örnek özdeyişler
Dostları ilə paylaş: |