Semavi Kitaplara İman
İmanın rükünlerinden biri de Allah Tealâ'nın nebi ve rasûllerine indirdiği kitaplara iman etmektir.
"Gönderilen peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti müminler de iman ettiler. Onlardan herbiri Allah'a O'nun meleklerine iman ettiler.". (Bakara: 285)
"Kim Allah'ı meleklerini, kitaplarını peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyla sapitmıştır." (Nisa: 136)
(Meşhur) hadiste de geçtiği gibi Cibril Rasûlüllah (a.s.)'a imanı sormuş o (Rasûlüllah (sav) da şöyle cevap vermiştir: "iman: Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamet gününe ve bir de haynyla şerriyle kadere inanmandır.".
Allah Tealâ semavi kitapların bazısının isimlerini Kur'an'ı Kerim'de de anmış, bazısını ise anmamıştır. Bizlere isimlerini bildirdiği kitaplar şunlardır: 38
1. Musa (a.s.)'ya İndirilen Tevrat:
"Biz içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat'ı indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. Allah'ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için Rable-rine teslim olmuş zahidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi.). Hepsi ona (Hak olduğuna) şahidlerdi.". (Maide: 44) 39
2. İsa (a.s.)'ya İndirilen İncil
"Önündeki Tevratı doğrulayıcı olarak izleri üzerine, Meryem oğlu İsa'ya, arkasından gönderdik. Ve ona içinde doğruya rehberlik ve nur bulunmak, önündeki Tevrat'ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil'i verdik.". (Maide: 46) 40
3. Davud (a.s.)'a İndirilen Zebur
"Biz Davud'a Zebur'u verdik.". (İsra: 55) 41
4. Allah Tealâ'nın İbrahim ve Musa (a.s.)'ya İndirdiği Sahifeler:
"Yoksa kendisine haber verilmedi mi, Musa'nın sahifelerinde yazılı olanlar? Ve sözünü yerine getiren İbrahim'in sahifelerindekiler? Gerçekten hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenemez. Bilinsin ki insan için kendi çalışmasından başka birşey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir. Ve şüphesiz en son varış Rabbi-nedir.". (Necm: 36-42)
"Temizlenen, Rabbinin adını anıp ona kulluk eden kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir. Fakat siz (Ey İnsanlar!) Âhiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Şüphesiz bunlar, ilk gönderilen kitaplarda İbrahim ve Musa'nın Kitaplarında da vardır." (el-Â'lâ: 14-19)
Ebu Zer (r.a.)'den şöyle rivayet olunmuştur: "Dedim ki; Ey Allah'ın Rasûlü! İbrahim'in sayfaları ne idi?" "Hepsi emsal (meseleler)" buyurdular. Şöyle ki;
"Ey imtihan olunan, aldanmış güç sahibi! Dünya'yi üst üste yığasm diye seni göndermedim. Mazlumun duasını bana ulaşfirmayasın, diye gönderdim. Çünkü kâfir de olsa mazlumun duasmı geri çevirmem.
Aklına yenik düşmedikçe, akıllı kişinin bir takım belirli saatleri olması lazımdır. Bir saat Rabbine yalvanr,bir saat nefis muhasebesi yapar, bir saatte Allah'ın yarattıklarını düşünür. Ve bir saatini de yeme, içme gibi ihtiyaçları için ayırır.
Akıllı kişi ancak üç şeyden dolayı (bir yese) düşebilir: Ahiret veya yaşam için-hazırlık ya da helalinden lezzet sağlamak için. Akıllı kişinin zamanım iyi değerlendirmesi, işine iyice sarılması ve dilini tutması lazımdır. Konuşmayı da önemli bir iş sayan kişi kendisini ilgilendirmeyen konularda fazla konuşmaz."
Dedim ki: "Ey Allah'ın Rasûlü! Musa (a.s.)'nm sahi-feleri nelerden ibaretti?" Buyurdular ki:
"Hepsi ibret-öğüttü." şöyle ki;
Şaşarım o kimseye ki kesin öleceğini bildiği halde eğlenir.
Şaşarım o kimseye ki cehenneme kesin inandığı halde güler.
Şaşarım o kimseye ki kadere kesin inandığı halde yorulur. Şaşarım o kimseye ki dünyayı ve onun ehliyle birlikte değiştiğini gördüğü halde onda huzur-sukunet bulur. Şaşarım o kimseye ki yarınki hesaba kesin inandığı halde amel etmez.".
Dedim ki: "Ey Allah'ın Rasûlü bana öğüt ver" buyurdular ki: "Allah'tan korkmam tavsiye ederim. Çünkü bütün işlerin başı O'dur.". Beni biraz daha aydınlat, dedim.". Buyurdular ki: "Kur'an okumaya ve Allah'a inanmaya devam et. Çünkü sana yerde nur, gökte azıktır.". Biraz daha aydınlat, dedim. Buyurdular ki; Çok gülmekten sakın. Çünkü o kalbi öldürür ve yüzün nurunu giderir.". "Biraz daha aydınlat" dedim. Buyurdular ki: "Cihada devam et, çünkü bu ümmetin ububiyeti odur.". Biraz daha, dedim. Buyurdular ki: "Senden üstte olana değil, altta olana bak. Çünkü o Allah'ın senin üzerindeki nimetini küçümseme-men için en uygundur.".
"Biraz daha" dedim. Buyurdular ki; Senden olduğunu bildiğin şey seni halktan alıkoysun. Yaptığın şeyleri onlara anlatıp durma. Halkın durumunu bildiğin halde, kendi durumunu bilmemen ve yaptığın şeyleri onlara anlatıp durman ayıp olarak sana yeter.".
Sonra eliyle göğsüne vurdular ve şöyle buyurdular: "Ey Eba Zer! Tedbir gibi akıl, (Haramlardan) kaçınmak gibi takva ve güzel ahlâk gibi de şeref yoktur.". (el-Akide-tü'lislamiyye 161, 163) 42
5. Muhammed (a.s.)'e İndirilen Kur'an'ı Kerim:
O semavi kitapların en son indirilenidir.
"Allah ki, ondan başka tanrı yoktur, daima diri ve (yaratıklarını) koruyup yöneticidir. Sana Kitabı hak ile ve kendinden öncekini doğrulaycı olarak indirdi. Bundan önce de insanlara doğru yolu göstermek için Tevrat ve İncil'i indirmişti. (Doğruyu ve eğriyi birbirinden) ayırdeden (Kitapları) da indirdi.". (Âli İmran: 2-4) 43
Kur'an-I Kerım'ın Özellikleri
Allah Tealâ Kur'an'ı Kerim'i önceki kitapların tümünden ayırdedici birtakım özelliklere sahip kılmıştır. Bunların en önemlileri şunlardır:
Kur'an'ı Kerim; önceki semavi kitapların içerdiği ilahî öğretilerin tümünün özünü kapsar. Onlarda bulunan; Allah'ın tevhidi, O'na ibadet ve itaatin vacip oluşu, cezayı tasdik etmek, hakkı uygulamanın vacib olması ve güzel huylarla ahlaklanmak gibi, konulan destekleyici ve onay-layıcı olarak gelmiştir. O kitaplardaki, dağınık olan güzellik ve faziletleri bir araya getirmiştir. Ve yine onlardaki gerçekleri kabullenerek, yapılan tahrif ve tağyirleri de açıklamak suretiyle, Öncekileri kontrol edici olarak nazil olmuştur.
"Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere Kitabı gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma.". (Maide: 48)
2. Kur'an'ı Kerim kolaydır ve anmak, ezberlemek anlamak ve onun hükümleriyle amel etmek içinde kolaylaştırılmıştır. Onda anlaşılması veya amel edilmesi güç hiçbir-şey yoktur.
"Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan yok mudur?". (Kamer: 17)
3. Kur'an'ı Kerim Allah Kelamıdır. Bu kainatta onun yapısıdır. Öyleyse Allah Tealâ'nın kelâmı ve yapısı birbirine aykırı düşmez, bilakis her biri diğerini doğrular. İşte bundan dolayı ilmi gerçekler, Kur'an'i Kerim'in önceden açıkladığı konuları destekler mahiyette çıkmıştırlar. Allah'ın ebedî kalmasını dilediği bu Kur'an'ı, bilimin gün gelip de Kur'an'ın ihtiva ettiği gerçeklerden birine ters düşmesi düşünülemez.
"Ufuklarda (yer, gök ve dünya üzerinde) ve kendi nefislerinde insanlara ayetlerimizi göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rab-binin her şeye şahit olması yetmiz mi?". (Fussilet: 53)
4. Kur'an-ı Kerim'in dışındaki diğer semavi kitaplar bütün milletlere değil de belli bir millete indirilmişlerdi. Her ne kadar bunlar dinin aslı (Tevhid Akidesi)'nde aynıy-salar da, onlarda bulunan hükümler belli zamanlarda belli topluluklara mahsustu.
"(Ey Ümmetler!) Herbirinize bir şeriat ve bir yol verdik." (Maide: 48)
Kur'an'ı Kerim ise bütün beşeriyete mahsus bir şeriat olarak gelmiştir. Onda insanların dünya ve âhiret mutlu-için gereken her şey vardır. Kendinden önceki bütün şeriatları neshetmiştir. Şeriatın da, her zaman ve mekan için elverişli olan ebedi ve nihaî hükümleri (kendinden sonra başka hüküm verilmesine gerek duyulmayan son hükümler) toplamıştır. Böylece bütün insanların akide ve şeriatı "tek" hale gelmiş oldu.
"Alemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e (Aleyhisselam) Furkanı indiren Allah yüceler yücesidir.". (Furkan: 1)
"De ki: Ey İnsanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi Allah'ın (gönderdiği) elçiyim.". (Araf: 158)
"Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.". (Enbiya: 107)
"Kim İslâm'dan başka din ararsa,bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, âhi-rette ziyan edenlerden olacaktır." (Âli İmran: 85)
5. Allah Tealâ; Kur'an'ı Kerim'in ebediliğini sağlamayı ve onu her türlü değişimden korumayı kendi üzerine almıştır.
"Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.", (Hicr: 9)
"Halbu ki o (Kur'an) eşsiz bir kitaptır. O'na önünden de ardından da batıl gelemez, o, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.". (Fussilet: 41-42)
Adı geçen kitaplardan başka, diğer peygamberlere indirilen birtakım kitaplar da vardır. Bunların isimlerini Allah Tealâ Kur'an'ı Kerim'de anmamış; yalnızca gönderdiği, her peygambere kavmine tebliğ etmesi için bir kitap verdiğini bizlere haber vermiştir: "İnsanlar (aslında) bir tek ümmet (millet) idi. Bu durumda iken Allah, müjde verici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İn-sanlar arasında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da indirdik.". (Bakara: 213)
"Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde Kitabı ve mizanı indirdik.". (Hadid: 25)
Semavi Kitaplara iman açısından imanın önemli rüknü şöyledir; Allah Tealâ bu kitapları dosdoğru olarak nebi ve rasûllerine indirmiştir. Bu kitapların hepsi hakkı, nuru, hidayeti ve Allah Tealâ'nm uluhiyet ve rububiyet sıfatla-rındaki birliğini tamamıyla kapsar. Allah Tealâ'nın muhafazasını üzerine aldığı semavi kitapların sonuncusu olan Kur'an'ı Kerim'den başka, zamanlar boyunca o kitaplardan hiçbirinin koruma işini taahhüd etmemiştir. İnsanların bizzat kendi elleriyle Tevrat ve İncil'i tahrif ettiklerini Allah Tealâ Kur'an'ı Kerim'de bizlere haber vermiştir. 44
Dostları ilə paylaş: |